‘Örgütlenmek korkulacak değil, güçlenecek bir adım’
Adana'da Ambar İşçileri, EMEP'in “Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş” kampanyasını tartışmak için bir araya geldi.

Fotoğraf: Evrensel
Volkan Pekal
volkanpekal@gmail.com
Adana – Emek Partisinin “Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş” kampanyasına destek veren işçiler, örgütlü mücadelenin haklara ulaşmada tek yol olduğunu vurguladı. Adana’da Emek Partisinin kampanyanın ilk adımı olarak bir araya geldiği ambar işçileri sendikal mücadelenin hayatlarını nasıl dönüştürdüğünü anlattı, kampanyaya desteğini dile getirdi.
İşçiler, Emek Partisinin kampanyasını sahiplenme çağrısı yaptı. İşçi Harun Karakurt, “Umarım her işçi sendikalı olur. Tüm siyasi partiler bu kampanyaya destek versin” diye konuştu. İşçi Mehmet Özer ise, “Emek Partisinin kampanyası ses getirecek. Gerektiğinde elimizi taşın altına koyarız” sözleriyle dayanışma mesajı verdi.
‘Sendikasızken patronun insafına kalmıştık’
Çalıştığı ambarda yapılan toplantının ardından konuştuğumuz Taşıma İşçisi Harun Karakurt, iş yerinde sendikalaşma öncesi 12 saatlik mesailere ve belirsiz çalışma koşullarına dikkat çekti: “Sendika anayasal haktır. Sendikanın kötüsü olmaz. Ücretlerimiz, çalışma saatlerimiz, sosyal haklarımız… Hepsi bizim yararımıza. Sendika, işçinin evidir. Sendikasızken patronun insafına kalmıştık. Şimdi saat 17.00’de işi bırakıp çocuğumla vakit geçirebiliyorum.”
Karakurt, Antep’teki işçilere yönelik baskıları da eleştirdi. Başpınar’daki işçilerin ekmeğini savunduğunu ifade eden Karakurt, “Patronlar 3 kuruş fazla vermekten kaçınırken, işçiler coplanıyor, gazla dağıtılıyor. Sendika başkanı tutuklanıyor. Oysa asgari ücretle kira, okul, sosyal hayat nasıl dengelensin? Patronun çocuğu pamuk ayakkabı içinde, bizimkisi yırtık ayakkabıyla okula gidiyor. Bu adalet mi?” diye konuştu.
‘Gece yarısına kadar çalışmaktan kurtulduk’
Kargo İişçisi Mehmet Özer, sendikalı olmanın mesai saatlerini ve sosyal haklarını nasıl düzelttiğini anlattı: “Sabah saat 07.00’de işe başlıyor, gece 01.00-02.00’ye kadar çalışıyorduk. Hiçbir sosyal hakkımız yoktu. Ancak sendikalaştıktan sonra bizi daha zor işlere yönlendirdiler, gece vardiyalarına verdiler. Önceden mesai saatlerimiz belirsizdi. Patronun iki dudağı arasındaydık, saatlerce fazladan çalıştırılıyorduk. Şimdi ise saat 17.00 olduğunda işimizi bırakıp gidebiliyoruz. Artık kimse bize ‘Nereye gidiyorsun?’ diye soramıyor” şeklinde konuştu.
‘Sendikalaşmaktan korkmasınlar’
Gaziantep ve diğer şehirlerde işçilerin daha iyi ücret ve çalışma koşulları için grev yaptığını hatırlatan Özer, “Bu tür mücadeleleri medya üzerinden takip ediyorum. Gerektiğinde arkadaşlarımıza destek vermeye de hazırız. Sendikaya üye olmaktan korkmasınlar. Kimse ekmeğinden olmayacak, aksine daha rahat ve güvenceli bir iş ortamına kavuşacaklar” dedi.
Emek Partisi MYK Üyesi Halil İmrek, “17 milyon kayıtlı işçinin sadece 2.5 milyonu sendikalı. Toplu sözleşme hakkına sahip olan ise 1.3 milyon! Sendika barajları, grev yasakları ve işten atmalar bu tablonun sebebi. Değişim için işçilerin kendi yasalarını yazıp milyonlarca imzayla Meclise taşıması şart” diye konuştu. İmrek, EMEP’in sendikalar ve akademisyenlerle hazırlayacağı yasa tasarısının, işçilerin desteğiyle Meclise sunulacağını belirtti.
Emek Partisi Adana İl Yöneticisi Tugay Bek, Gaziantep’te BİRTEK-SEN genel başkanının tutuklanmasını örnek göstererek uyardı: “Sendikalı olduğu için tutuklanan bugün, yarın hepimiz olabiliriz. Sermaye, örgütlü işçi istemiyor. OHAL’le, yasaklarla susturmaya çalışıyorlar. Buna karşı birleşik mücadele tek çözüm.” dedi. (Evrensel)
Evrensel'i Takip Et